Londra'da birçok güzel park vardır.
- There are many beautiful parks in London.
John birçok şişe şarap içti.
- John drank many bottles of wine.
Politik dünyada pek çok düşmanı var.
- He has many enemies in the political world.
Konserde çok fazla kişi vardı.
- There were too many people at the concert.
Takuboku'nun şiirlerini bir çoğunu ezbere öğrendim.
- I learned many of Takuboku's poems by heart.
Gemide bir yığın fare var.
- There are many rats on the ship.
O bir yığın dil konuşmaz.
- She does not speak many languages.
Bir çekirge ve bir hayli karınca bir tarlada yaşadı.
- A grasshopper and many ants lived in a field.
Bu konuda bir hayli kitap var.
- There are many books on this subject.
Bu kabilenin atasal ayinlerinin çoğu zamanla kaybedilmiştir.
- Many of the ancestral rites of this tribe have been lost over time.
Onların birçoğu acıydı.
- Many of them were bitter.
Birçoğu sömürgecilik altında uzun süre baskı ve zorluktan çekti.
- Many have long suffered oppression and hardship under colonialism.
Otobüs her gün kaç kez çalışır?
- How many times does the bus run each day?
Kaç tane çocuğun var?
- How many kids do you have?
Oyuncuların çoğu grip yüzünden keyifsiz oldukları için koç oyunu iptal etti.
- The coach called off the game because many of the players were down with the flu.
Onunla karşılaşmadan önce, Pizzaro adamlarının ve silahlarının çoğunu kasaba yakınında sakladı.
- Before meeting him, Pizzaro hid many of his men and guns near the town.
Tom adlı kaç kişiyi tanıyorsun?
- How many people do you know named Tom?
Tom adlı kaç tane çocuk, sizin sınıfınızdadır?
- How many kids named Tom are in your class?
Köpeğimi günde kaç kez beslemeliyim?
- How many times a day should I feed my dog?
Bir köpeğin kaç bacağı vardır?
- How many legs does a dog have?
Many are called, but few are chosen.
A great many do not understand this.
... to use as many of our platform products as possible. ...
... And many of those five billion will be coming from India. ...