His argument was far from rational.
- Onun tartışması çok mantıklı değil.
None of this is rational.
- Bu hiç mantıklı değil.
Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
- Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır.
What am I supposed to say when he puts it so logically?
- O durumu bu kadar mantıklı bir biçimde ortaya koyarken benim ne demem gerekiyor?
I'm supposed to be sensible human.
- Benim mantıklı bir insan olmam gerekiyor.
Tom is a very sensible person.
- Tom çok mantıklı bir kişidir.
Your hypothesis is plausible.
- Sizin hipotez mantıklı.
Tom's hypothesis is plausible.
- Tom'un hipotezi mantıklıdır.
Tom will likely be reasonable.
- Tom muhtemelen mantıklı olacaktır.
Tom is likely to be sensible.
- Tom muhtemelen mantıklı olacak.
That just doesn't make sense.
- O sadece mantıklı değil.
I just thought Tom might talk some sense into Mary.
- Ben sadece Tom'un Mary ile mantıklı konuşabileceğini düşündüm.
With all due respect, I think they both had valid points.
- Kusura bakmayın ama, onların her ikisinin mantıklı amaçları var.
I'm trying to be reasonable.
- Mantıklı olmaya çalışıyorum.
She allowed that my offer was reasonable.
- O, benim önerimin mantıklı olduğunu kabul etti.
You made a wise choice.
- Mantıklı bir seçim yaptın.
It is wise to save money for a rainy day.
- Kötü gün için para biriktirmek mantıklı.
What is important is that they use their vote judiciously.
- Önemli olan oylarını mantıklı bir şekilde kullanmalarıdır.
What am I supposed to say when he puts it so logically?
- O durumu bu kadar mantıklı bir biçimde ortaya koyarken benim ne demem gerekiyor?
I'm not good at thinking logically.
- Mantıklı düşünmek konusunda iyi değilim.
That's reversing the logical order of things.
- Bu, şeylerin mantık sırasını ters çevirmedir.
You have a very logical way of thinking.
- Çok mantıklı bir düşünme tarzın var.
It doesn't have to make sense.
- O mantıklı olmak zorunda değil.
People don't always act rationally.
- İnsanlar her zaman mantıklı bir biçimde hareket etmezler.
People don't always behave rationally.
- İnsanlar her zaman mantıklı bir biçimde davranmaz.
I'm trying to be reasonable.
- Mantıklı olmaya çalışıyorum.
Try and come up with a more reasonable excuse next time.
- Bir dahaki sefere daha mantıklı bir gerekçe bulmayı dene.