Bu masa tahtadan yapılmıştır.
- This table is made of wood.
Bu kumaştan yapılmış bir takım elbise istiyorum.
- I want a suit made of this material.
Bu masa ağaçtan yapılmıştır.
- This table is made out of wood.
Lojban'ın geliştirilmesinde, dili ilk aşamasından beri tarafsız tutmak için çabalar tutarlı olarak yapılmıştır.
- In the development of Lojban, efforts were consistently made since the initial phase to keep the language culturally neutral.
Tereyağı kaymaktan yapılır.
- Butter is made from cream.
Otomobiller fabrikalarda yapılır.
- Automobiles are made in factories.
O hepimiz için kahve yaptı.
- She made coffee for all of us.
Tereyağı sütten yapılır.
- Butter is made from milk.
Onunla ilgili ne yaparsın?
- What do you make of that?
Onunla ilgili ne yaptın?
- What did you make of that?
Bu ürün Çin'de üretilmiştir.
- This product was made in China.
Tom ne yapmamızı istemediğini oldukça netleştirdi.
- Tom made it quite clear what he didn't want us to do.
O, eğitim yapmak için Amerika'ya gitmeye karar verdi.
- She has made up her mind to go to America to study.
... are in fact made of 50-million-year-old seashells. ...
... a compound made of potassium, nitrogen, and oxygen. ...