müzakereler

listen to the pronunciation of müzakereler
Турецкий язык - Английский Язык

Определение müzakereler в Турецкий язык Английский Язык словарь

müzakere
negotiation

Our negotiations to lower export taxes suffered a big setback. - İhracaat vergilerini düşürme müzakerelerimiz büyük bir başarısızlıkla sonuçlandı..

Multilateral trade negotiations ran aground over import quotas. - Çok taraflı ticaret müzakereleri ithalat kotaları üzerinde şapa oturdu.

müzakere
{i} debate

When will the debate take place? - Müzakere ne zaman gerçekleşecek?

müzakere
{i} discussion
müzakere
proceedings
müzakere
negotiate

We delegated him to negotiate with them. - Onlarla müzakere yapması için onu atadık.

The commander refused to negotiate. - Komutan müzakere etmeyi reddetti.

müzakere
deliberate
müzakere
discourse
müzakere
conference
müzakere
palaver
müzakere
hand holding
devam eden müzakereler
(Hukuk) negotiations underway
müzakere
schoolchildren's working together to prepare their lessons
müzakere
(Hukuk) negotiation, proceedings, consultation
müzakere
consultation, conference, debate, negotiation
müzakere
powwow
müzakere
recitation, oral test (in a school)
müzakere
discussion, deliberation, exchange of views
müzakere
argument
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение müzakereler в Турецкий язык Турецкий язык словарь

MÜZAKERE
(Hukuk) Görüşme

Sorun, Tom'un görüşmeye tamamen gönülsüz olması. - Problem, Tom'un müzakereye tamamen isteksiz olması.

MÜZAKERE
(Osmanlı Dönemi) Bir iş hakkında konuşmak, bir iş için önceden danışıp görüşmek
MÜZAKERE
(Osmanlı Dönemi) Talebenin derse çalışması. Bak: Münakaşa
müzakere
Bir konuyla ilgili görüşme, danışma
müzakere
Sözlü sınav
müzakere
Etüt, mütalaa
müzakere
Bir konu üzerinde fikir alışverişinde bulunma, oylaşma: "Cumhuriyet ilanına karar vermek için Ankara'da bulunan bütün arkadaşlarımı davete ve onlarla müzakere ve münakaşaya asla lüzum ve ihtiyaç görmedim."- Atatürk