Majority of his clientele are poor people.
- Müşterilerinin çoğunluğu yoksul insanlardır.
Your new client has just sent you a message.
- Yeni müşteriniz size az önce bir mesaj yolladı.
To do our part to protect the elderly, we work to educate and watch out for our clients during our caregiving activities.
- Yaşlıları korumak için üzerimize düşeni yapmak amacıyla, bakım çalışmalarımız sırasında müşterilerimizi eğitmeye ve onlara göz kulak olmaya çalışıyoruz.
There are few customers today.
- Bugün az müşteri var.
In North America, business operates on the customer is always right principle.
- Kuzey Amerika'da işler, Her zaman müşteri haklıdır. prensibi ile yapılır.
It was early spring, so there weren't many customers.
- Erken ilkbahardı, bu yüzden çok sayıda müşteri yoktu.
There are few customers today.
- Bugün az müşteri var.
This establishment attracts a clientele of both tourists and businessmen.
- Bu şirket hem turistlerden hem de iş adamlarından müşteri çekiyor.
Majority of his clientele are poor people.
- Müşterilerinin çoğunluğu yoksul insanlardır.
There are few customers today.
- Bugün az müşteri var.
The customer rejected everything that I showed her.
- Müşteri, gösterdiğim her şeyi reddetti.
He's been a patron of this store for many years.
- O yıllardır bu mağazanın bir müşterisi.
Mary is a mystery shopper.
- Mary gizli müşteridir.
Shoppers crowded the streets.
- Müşteriler caddeleri doldurdu.
I hope I can find a buyer for this.
- Umarım bunun için bir müşteri bulabilirim.
Most home buyers have very little imagination.
- Çoğu ev müşterisinin çok az hayal gücü vardır.