Biz onların dükkanının bir başarısızlık olduğunu düşündük, fakat şimdi, zor günleri atlattılar ve hatta büyüdüler.
 - We thought their shop was a failure, but now they've gotten out from under and even expanded.
O, kendini öldürmeye çalıştı fakat o başarısızlıkla sonuçlandı.
 - He tried to kill himself but it ended in failure.
Hata için o suçlanacak.
 - He is to blame for the failure.
Tom hataları için her zaman başka birini suçlamaya çalışır.
 - Tom always tries to blame someone else for his failures.
O tam bir fiyaskoydu.
 - It was a complete failure.
Parti bir fiyaskoydu.
 - The party was a failure.