Tom used old towels to dry the dog.
- Tom köpeği kurulamak için eski havluları kullanırdı.
Many European kitchens have scales because dry ingredients are measured by weight there, unlike in America, where they are measured by volume.
- Birçok Avrupa mutfakları orada kuru malzemeler tartıldığından dolayı bir teraziye sahiptir, Amerika'da tam tersine onlar hacimle ölçülmektedir.
Do you want some raisins in your oatmeal?
- Yulaf ezmende biraz kuru üzüm ister misin?
Sometimes raisins are added.
- Bazen kuru üzümler ilave edilir.
The boy tried to saw off the dead branch.
- Genç, kuru dalı kesmeye çalıştı.
Their job is to fell the dead trees.
- Onların işi kurumuş ağaçları kesip devirmek.
She is a member of this organization.
- Bu kuruluşun bir üyesidir.
Tom was named the head of the organization after the director retired.
- Müdür emekli olduktan sonra Tom kuruluşun başına tayin edildi.
That shirt used to look really nice on you, but I think it shrank in the dryer.
- Eskiden bu gömlek sana çok yakışırdı ama sanırım kurutma makinesinde çekmiş.
The weather's so good I think I'll hang the laundry out to dry.
- Hava çok iyi, kuruması için çamaşırlarımı dışarıya asmayı düşünüyorum.
I put my clothes in the dryer.
- Elbiselerimi kurutma makinesine koydum.
I use a blow dryer to dry my hair.
- Saçımı kurutmak için saç kurutma makinesi kullanırım.
Because of the drought, the grass has withered.
- Kuraklık nedeniyle çimler kurudu.
Raisins are dried grapes.
- Kuru üzüm kurutulmuş üzümdür.
Which do you prefer, raisins, prunes or dates?
- Hangisini tercih edersin, kuru üzüm, kuru erik veya hurma mı?
karışıma kuru maya eklemeyi unutma.
Hot, dry areas will become hotter and drier.
- Sıcak, kuru alanlar daha sıcak ve daha kuru olacak.
What's the exchange rate today?
- Bugün döviz kuru nedir?
What is the exchange rate for dollars now?
- Şimdi dolar için döviz kuru nedir?
This has been the driest six months in thirty years.
- Bu, otuz yıl içinde en kuru altı ay oldu.
Why are you drying your hair?
- Niçin saçını kurutuyorsun?
Tom's shirt is drying.
- Tom'un gömleği kuruyor.
It's the most arid landscape I've ever seen.
- Bu şimdiye kadar gördüğüm en kuru peyzaj.
Dried fish is not to my taste.
- Kurutulmuş balık benim damak tadıma uygun değil.
Tom dried the dishes.
- Tom bulaşıkları kuruladı.
Tom put a piece of dry ice into a cup of water.
- Tom bir bardak suya bir parça kuru buz koydu.
Which do you prefer, raisins, prunes or dates?
- Hangisini tercih edersin, kuru üzüm, kuru erik veya hurma mı?
I bought a huge bag of dried figs yesterday.
- Dün büyük bir torba kuru incir satın aldım.
I can't stop eating dried figs.
- Kuru incir yemeyi bırakamam.