kullandırma

listen to the pronunciation of kullandırma
Турецкий язык - Английский Язык

Определение kullandırma в Турецкий язык Английский Язык словарь

kullan
{f} using

He broke the machine by using it incorrectly. - O, yanlış kullanarak makineyi bozdu.

To win his audience, the speaker resorted to using rhetorical techniques he learned from his communication courses. - Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu.

kullan
{f} used

Windows is the most used operating system in the world. - Dünyada en çok kullanılan işletim sistemi Windows'tur.

Uranium is used in the production of nuclear power. - Uranyum, nükleer gücün üretiminde kullanılmaktadır.

kullan
{f} exploiting

Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts. - Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır

kullan
{f} ply
kullan
utilize

Atomic energy can be utilized for peaceful purposes. - Atom enerjisi barışçıl amaçlarla kullanılabilir.

I want you to utilize that object. - O nesneyi kullanmanı istiyorum.

kullan
used to

That's the computer he used to write the article. - O, onun makaleyi yazmak için kullandığı bilgisayardır.

My Japanese teacher used to use a song to help us remember verb conjugations. No one really sang along. - Benim Japon öğretmenim fiil çekimlerini hatırlamamıza yardımcı olan bir şarkı kullanırdı. Hiç kimse gerçekten birlikte söylemezdi.

kullan
make use of

You should make use of this chance. - Bu şansı kullanmalısınız.

Let's make use of our time wisely. - Zamanımızı akıllıca kullanalım.

kullan
{f} use

Uranium is used in the production of nuclear power. - Uranyum, nükleer gücün üretiminde kullanılmaktadır.

Na'vi language is used in Avatar. - Na'vi dili Avatar'da kullanılır.

kullan
{f} exploit

Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts. - Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır

The police found two crushed mobile phones in a trash can near the site of the killings and are attempting to exploit the data contained in them. - Polis cinayetlerin bulunduğu yere yakın bir çöp kutusunda ezilmiş iki cep telefonu buldu ve onların içerdikleri veriyi kullanmaya çalışıyor.

kullan
wield

Do you know how to wield an épée? - Epeyi nasıl kullanacağını biliyor musun?

Sami was wielding a knife. - Sami bir bıçak kullanıyordu.

kullan
get round
kullan
got round
kullan
(Bilgisayar) play

Notice how the player uses his elbows. - Oyuncunun dirseğini nasıl kullandığına dikkat edin.

Mary used her fork to play with the food on her plate. - Mary çatalını tabağındaki yemekle oynamak için kullandı.

kredi kullandırma
to use credit
kullandırmak
to make or let (somebody) use (something)
Турецкий язык - Турецкий язык
Kullandırmak iş
kullandırmak
Kullanma işini yaptırmak