As an Englishman, he is particularly sensitive to the differences between English and American usage.
- Bir İngiliz olarak, o, İngiliz ve Amerikan kullanımı arasındaki farklara özellikle duyarlı.
There are differences in usage.
- Kullanımda farklılıklar var.
Recreational drug use inspires many urban legends.
- Eğlence uyuşturucu kullanımı birçok şehir efsanelerine ilham veriyor.
This word is not in current use.
- Bu kelime şu an kullanımda değil.
He regards women as disposable pleasures rather than as meaningful pursuits.
- O, kadınları anlamlı bir meşgale olmaktan daha ziyade tek kullanımlık zevk olarak görüyor.
It is best to use plastic chopsticks to eat and wash later, instead of using disposable chopsticks.
- Tek kullanımlık yemek çubuklarını kullanma yerine yemek yemek ve daha sonra yıkamak için plastik yemek çubuklarını kullanmak en iyisi.
An application of a qualifier precludes non-partaking instances from the compound meaning of a term.
- Bir terimin birleşik anlamından dolayı, bir niteleyicinin kullanımı benzemeyen örnekleri engeller.
Education is the acquisition of the art of the utilisation of knowledge.
- Eğitim, bilgi kullanımı sanatını edinmedir.