She is very afraid of the dark.
- O, karanlıktan çok korkar.
I'm afraid you have dialed a wrong number.
- Korkarım yanlış bir numara çevirdiniz.
He is afraid that he will die.
I am afraid I can not help you in this matter.
It's nothing, don't be afraid!
- Bu şey yok, korkmayın!
Don't be afraid to ask questions.
- Soru sormaktan korkma.
Man fears disasters such as floods and fires.
- İnsan su baskınları ve yangınlar gibi felaketlerden korkar.
They fear that he may be dead.
- Onun ölü olabileceğinden korkuyorlar.
My little brother says that he had a dreadful dream last night.
- Küçük erkek kardeşim dün gece korkunç bir rüya gördüğünü söylüyor.
Cats have a dread of water.
- Kedilerin su korkusu vardır.