Uranus'un kara, kaya parçaları şeklinde nesneleri içeren, onbir bilinen halkası vardır.
- Uranus has eleven known rings, which contain dark, boulder-sized particles.
Sibirya Demiryolu, dünyadaki bir defada en uzun ve en iyi bilinen demiryoludur.
- The Siberian Railway is at once the longest and best known railway in the world.
Ben tam saati bilmek istiyorum.
- I'd like to know the exact time.
Nereye gittiğimizi bilmek için bazen geriye bakmalıyız.
- Sometimes we need to look back to know where we are going to.
Tom Mary'yi daha iyi tanımak istedi.
- Tom wanted to get to know Mary better.
Bir insanı tanımak için, onunla sadece bir hafta seyahat etmelisin.
- In order to know a man, you have only to travel with him a week.
Formülleri ezberlemek yeterli değil. Onların nasıl kullanılacağını bilmen gerek.
- It's not enough to memorize the formulas. You need to know how to use them.
Dil öğrenmenin en zor kısmı kelime bilgisini ezberlemektir.
- The hardest part of learning a language is knowing the vocabulary by heart.
Madonna Japonya'da her lise öğrencisi tarafından bilinmektedir.
- Madonna is known to every high school student in Japan.
Onun adı bu kasabada herkesçe bilinmektedir.
- His name is known to everyone in this town.
Sony tüm dünyada tanınan bir markadır.
- Sony is a brand known around the world.
Bir sosyete moda toplumda iyi tanınan ve sosyal faaliyetlere ve eğlenceye düşkün bir kişidir.
- A socialite is a person who is well known in fashionable society and is fond of social activities and entertainment.
Babanın nereye gittiğini biliyor musun?
- Do you know where your father went?
Satranç oynamayı biliyor musun?
- Do you know how to play chess?
Onu sevip sevmediğimi anlamak için onu yeterince iyi tanımıyorum.
- I don't know Tom well enough to know whether I like him or not.
Biliyorum, anlamak zor.
- I know it's hard to understand.
Seni güvende olacağın bir yere götürmek istiyorum.
- I want to get you someplace where I know you'll be safe.
O hem Japonya'da hem de Amerika'da iyi tanınmaktadır.
- She is well known both in Japan and in America.
O hem Japonya'da hem de Amerika Birleşik Devletlerinde iyi tanınmaktadır.
- She is well known both in Japan and in the United States.
Seni ne kadar görmek istediğimi bilmiyorsun.
- You don't know how bad I want to see you.
Kimi görmek istediğini bilmiyorum.
- I don't know who you want to see.
Biz neredeyse bilmeden, hissetmeden annemiz severiz, çünkü o yaşamak kadar doğaldır.
- We love our mother almost without knowing it, without feeling it, as it is as natural as to live.
Tom yaşamak için uzun zamanı olmadığını biliyor.
- Tom knows he doesn't have long to live.
San Fransisko, sisi ve diğer şeylerin arasında tepeleri ile ünlüdür.
- San Francisco is known for its fog and its hills among other things.
Firma, yüksek kaliteli ürünleriyle bilinmektedir.
- The firm is known for its high-quality products.
Bay Hashimoto herkes tarafından bilinir.
- Mr Hashimoto is known to everyone.
Satranç oynamayı biliyor musun?
- Do you know how to play chess?
Sizin bir öğretmen olduğunuzu biliyorum.
- I know that you're a teacher.
Onlar, Tom'un gençliğinde hangi zorlukları yaşadığını bilmiyorlar.
- They don't know what difficulties Tom went through in his youth.
Tom Bostonda yaşayan bir adam tanıyor.
- Tom knows a man who lives in Boston.
Tom, Mary'nin yaz tatilini nerede geçirmek istediğini bilmiyordu.
- Tom didn't know where Mary wanted to spend her summer vacation.
Tom, Mary'nin yaz tatilini nerede geçirmek istediği bilmiyor.
- Tom doesn't know where Mary wants to spend her summer vacation.
O, ülkemizde iyi tanınmıştır.
- He is well known in our country.
O bölgede, çok iyi tanınmış bir şarap üretilir.
- A very well known wine is produced in that region.
I know your mother, but I’ve never met your father.
I won’t lend you any money. You would never pay me back; I know you.
And Adam knew Eve his wife; and she conceived, and bare Cain, and said, I have gotten a man from the LORD.
She knows chemistry better than anybody else.
Do you know that Michelle and Jack are getting divorced? ― Yes, I know.
You are old enough to know better.
- You're old enough to know better.
I want to know who's coming with us.
- I want to know who is coming with us.
... also known as poop ...
... He will be well known to you as with a background in print ...