Sunağa yakın diz çöken bir çocuk gördüm.
 - She saw a boy kneeling by the altar.
Din adamı saatlerce diz çökmüş olarak kaldı.
 - The religious man remained kneeling for hours.
Sami, Leyla'yı önünde diz çöktürdü.
 - Sami made Layla kneel in front of him.
Sunağa yakın diz çöken bir çocuk gördüm.
 - She saw a boy kneeling by the altar.