Nagasaki, where I was born, is a beautiful port city.
- Doğduğum yer olan Nagasaki, güzel bir liman kentidir.
This lake supplies our city with water.
- Bu göl kentimize su sağlamaktadır.
The urban population of America is increasing.
- Amerika'nın kent nüfusu artıyor.
I've finally got used to urban life.
- Sonunda kent yaşamına alıştım.
My wife spends money as if I were the richest man in town.
- Eşim, sanki ben kentin en zengin adamıymışım gibi para harcıyor.
The town was defended by a large army.
- Kent, büyük bir ordu tarafından savunuldu.
Urban sprawl is environmentally damaging.
- Kentsel yayılım çevresel olarak zarar verir.
We usually met at a certain place in the city.
- Biz genellikle kentteki belirli bir yerde buluşurduk.
There are a number of places to see in this city.
- Bu kentte görülecek çok sayıda yer var.
New York City has five boroughs.
- New York kentinin beş tane ilçesi vardır.
Singapore is a nation smaller than New York City.
- Singapur, New York kentinden daha küçük bir ulustur.
New York City has five boroughs.
- New York kentinin beş tane ilçesi vardır.
Orası Amerika'daki en belalı şehir.
- Amerika'daki en tehlikeli kenttir.
Biz güzel bir şehirde yaşıyoruz.
- Güzel bir kentte yaşıyoruz.