We want natural-sounding translations, not word-for-word direct translations.
- Kelimesi kelimesine direkt çeviriler değil, doğal görünen çeviriler istiyoruz.
The dictionary contains about half a million words.
- Sözlük, yaklaşık yarım milyon kelime içeriyor.
No one is more dangerous than a fool with a large vocabulary.
- Hiç kimse büyük bir kelime hazinesi olan bir deliden daha tehlikeli değildir.
In grammar and vocabulary, some dialects differ significantly from the standard language.
- Dilbilgisinde ve kelime hazinesinde, bazı lehçeler standart dilden önemli ölçüde farklıdır
I will buy you a new word processor.
- Ben sana yeni bir kelime işlemci satın alacağım.
What I want is a word processor.
- İstediğim bir kelime işlemcisidir.
What's your favorite pun?
- En sevdiğin kelime oyunu nedir?
Let's not quibble over trivial matters.
- Önemsiz konularda kelime oyunu yapmayalım.
One should not say bad words.
- Birisi kötü kelimeler söylememeli.
The person whose name was on the passport was described with words.
- Pasaportta ismi olan kişi kelimelerle tanımlanıldı.
You can use a keyword to help you remember complicated topics.
- Karmaşık konuları hatırlamanıza yardımcı olması için bir anahtar kelime kullanabilirsiniz.
Tom sorted through his email messages using keyword searches.
- Tom anahtar kelime araştırmaları kullanarak e-posta mesajlarını içinden seçti.
Learn vocabulary in a natural way.
- Kelime bilgisini doğal bir şekilde öğrenin.
Sami improved his Arabic vocabulary.
- Sami Arapça kelime bilgisini geliştirdi.
Doğru sözcükleri arıyordum.
- Doğru kelimeleri arıyordum.
Altı çizili sözcükleri düzeltin.
- Altı çizili kelimeleri düzeltin.