The accident has caused many deaths.
- Kaza çok fazla ölüme neden oldu.
While working, he had an accident.
- O çalışırken bir kaza yaptı.
The pilot ejected his seat seconds before the plane crashed.
- Uçak kaza yapmadan saniyeler önce pilot koltuğunu fırlattı.
Tom died in a plane crash.
- Tom bir uçak kazasında öldü.
We have little chance of winning.
- Çok az kazanma şansımız var.
There's an outside chance of winning.
- Kazanmanın bir dış şansı vardır.
His misfortune gained him sympathy.
- Onun şanssızlığı ona sempati kazandırdı.
Tom raised the crowbar intending to smash his attacker's head.
- Tom saldırganın kafasını vurmak niyetiyle kazayağı kaldırdı.
A hundred people were hurt in a train wreck.
- Tren kazasında yüz kişi yaralandı.
Thirteen people were killed in the train wreck.
- Tren kazasında on üç kişi öldü.
I broke my leg in two places during a skiing mishap.
- Ben, bir kayak kazası sırasında iki yerden bacağımı kırdım.
That incident harmed his reputation.
- Kaza onun şöhretine zarar verdi.
The incident left a spot on his reputation.
- Kaza onun şöhretinde bir leke bıraktı.