Tom is attempting to climb the rock.
 - Tom kayaya tırmanma girişiminde bulunuyor.
Seen at a distance, the rock looked like a human face.
 - Uzaktan bakıldığında, kaya, bir insan yüzü gibi görünüyordu.
Tom sat down on a rock and removed a stone from his shoe.
 - Tom bir kayanın üzerine oturdu ve ayakkabısından bir taş çıkardı.
If plants and stones are in the water then this will happen: the plants float and the rocks sink.
 - Eğer bitkiler ve taşlar suda ise o zaman bu olur: bitkiler yüzer ve kayalar batar.
Uranus has eleven known rings, which contain dark, boulder-sized particles.
 - Uranus'un kara, kaya parçaları şeklinde nesneleri içeren, onbir bilinen halkası vardır.
Mr Sato was standing on top of a boulder.
 - Bay Sato bir kayanın tepesinde duruyordu.
An asteroid is a bit of rock.
 - Bir asteroid bir kaya parçasıdır.
Fallen rocks blocked the way.
 - Düşen kayalar yolu kapattı.
We saw laborers blasting rocks.
 - Kayaları patlatan işçiler gördük.