karşıtlıklar

listen to the pronunciation of karşıtlıklar
Турецкий язык - Английский Язык

Определение karşıtlıklar в Турецкий язык Английский Язык словарь

karşıt
opponent

Opponents say genetically engineered crops can cross-pollinate and damage other crops. - Karşıtlar genetik mühendisliği bitkilerin çapraz döllenme yapabileceğini ve diğer bitkilere zarar verebileceğini söylüyorlar.

karşıt
{s} opposed
karşıt
contrary

There is no evidence to the contrary. - Hiçbir karşıt kanıt yoktur.

karşıtlık
contrast
karşıt
{s} opposite

Delight is the opposite of sorrow. - Sevinmek, üzülmenin karşıtıdır.

Although they were twins, they were of opposite personalities. - İkiz olmalarına karşın onların karşıt kişilikleri vardı.

karşıt
contradictory
karşıt
{s} reverse
karşıtlık
hostility
karşıtlık
animosity
karşıt
(Biyokimya) antagonist
karşıt
averse
karşıt
(Denizbilim) conserve
karşıt
(Denizbilim) correspondence
karşıtlık
enmity
karşıtlık
contradiction
karşıtlık
interference
karşıt
counterpart
karşıt
antithetical
karşıt
abhorrent
karşıt
antagonistic
karşıt
contrast
karşıt
alien
karşıtlık
opposition
karşıtlık
polarity
karşıtlık
antithesis
karşıtlık
variance
karşıt
antipathetic
karşıt
antipathetical
karşıt
reciprocal
karşıt
converse
karşıt
contrary; opposite
karşıt
contrary, opposite, converse
karşıt
adverse
karşıt
athwart
karşıt
antithetic
karşıt
contra

There is no evidence to the contrary. - Hiçbir karşıt kanıt yoktur.

karşıt
jarring
karşıt
cross

Opponents say genetically engineered crops can cross-pollinate and damage other crops. - Karşıtlar genetik mühendisliği bitkilerin çapraz döllenme yapabileceğini ve diğer bitkilere zarar verebileceğini söylüyorlar.

karşıt
reverse; reciprocating
karşıt
in disagreement with, opposed to
karşıt
anti

In Germany today, anti-violence rallies took place in several cities, including one near Hamburg where three Turks were killed in an arson attack on Monday. - Bugün Almanya'da, Pazartesi günü kundaklamada üç Türk'ün öldürüldüğü Hamburg'un yakınında bir yer de dahil birçok şehirde şiddet karşıtı mitingler gerçekleşti.

The leader of this country is fiercely anti-American. - Bu ülkenin lideri şiddetli bir biçimde Amerikan karşıtıdır.

karşıt
objector
karşıt
dis

Anti-intellectualism is often couched in the disguise of criticizing elitism. - Entelektüel karşıtlık, çoğunlukla elitizm'i eleştirmenin kılık değiştirmesiyle ifade edilir.

karşıt
repugnant
karşıt
antonym

Good is the antonym of bad and tall is the antonym of short. - İyi kötü'nün karşıt anlamlı sözcüğü ve uzun kısa'nın karşıt anlamlı sözcüğüdür.

karşıt
{s} inimical
karşıt
{s} reciprocating
karşıtlık
antinomy
karşıtlık
reciprocity
karşıtlık
contrariness
karşıtlık
disagreement
karşıtlık
contrast, being opposite
karşıtlık
contrast; contradiction; reciprocity; antagonism
karşıtlık
antilogy
karşıtlık
contrariety
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение karşıtlıklar в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Karşıt
kontrast
Karşıt
tezat
Karşıt
aykırı
Karşıt
anti
Karşıt
zıt

Yatmak, kalkmanın zıttıdır. - Yatmak, kalkmanın karşıt eylemidir.

Uyanmak, uyumanın zıttıdır. - Uyanmak, uyumanın karşıt eylemidir.

Karşıtlık
karşı gelim
karşıt
Nitelik ve durumları birbirine büsbütün aykırı olan, zıt, kontrast
karşıtlık
Başkalarının istek, dilek veya buyruklarının tersine davranma eğilimi
karşıtlık
İki organ, iki sistem arasındaki görevlerin zıt olması durumu
karşıtlık
Bir teoremin karşıtının da doğru olması durumu
karşıtlık
Bir teoremin karşıtının da doğru olması durumu. İki organ, iki sistem arasındaki görevlerin zıt olması durumu, karşı gelim
karşıtlık
Karşıt olma durumu, zıddiyet, mübayenet, tezat, kontrast: "Baştan ayağa karşıtlıklarla dolu bir varlık; aynı zamanda iğrenç ve saygıdeğer, aşağılık ve yüce, ödlek ve cesur."- A. İlhan
karşıtlık
Karşıt olma durumu, zıddiyet, mübayenet, tezat, kontrast