The last thing I want to do is butt in.
 - Yapmak istediğim son şey karışmaktır.
Bob told Jane not to interfere in his personal affairs.
 - Bob Jane'e onun kişisel işlerine karışmamasını söyledi.
You have no right to interfere in other people's affairs.
 - Diğer insanların işlerine karışmaya hakkın yoktur.
They did not wish to become embroiled in the dispute.
 - Onlar münakaşaya karışmak istemediler.
Don't meddle in other people's lives.
 - Diğer insanların yaşamlarına karışmamalıyız.
Don't meddle in other people's affairs.
 - Diğer insanların işine karışmayın.
I don't have any intention of meddling into your affairs.
 - Benim senin işlerine karışmak gibi bir niyetim yok.
Is this patronizing or meddling in someone else's business?
 - Bu başka birinin işinde patronluk taslamak ya da karışma mıdır?
I often confuse Spanish vowels.
 - İspanyolcadaki sesli harfleri sık sık karıştırıyorum.