kanzlei

listen to the pronunciation of kanzlei
Немецкий Язык - Турецкий язык
[die] kançılarya; kalem odası, sekreterya, büro, yazıhane
Английский Язык - Турецкий язык

Определение kanzlei в Английский Язык Турецкий язык словарь

office
büro

Onun bürosunu bulmak kolaydı. - Finding his office was easy.

Sizin başarınız daha çok sizin yöneticinizin ve bürodaki diğer insanların sizi nasıl algıladığına bağlıdır. - Your success depends a lot on how your manager and other people in the office perceive you.

office
{i} makam
law firm
avukatlık ofisi
office
orun
law firm
avukatlık bürosu
office
kalem
law office
avukat yazıhanesi
law office
hukuk bürosu

Hukuk sınavını geçti ve bir hukuk bürosu kurdu. - He passed the law examination and set up a law office.

Cincinnati'de bir hukuk bürosu açtı. - He opened a law office in Cincinnati.

office
{i} ambar
office
{i} dini tören
office
{i} görev, vazife
office
{i} iş, memuriyet
office
(Avrupa Birliği) büro, işyeri, bölüm, daire
office

Patron, yazıhanenin üzerindeki balkonda işçileri gözleyerek gezindi. - The boss strolled around the balcony above the office, observing the workers.

İşimi bitirdikten sonra bürodan ayrıldım. - Having finished my work, I left the office.

office
(isim) ofis, büro, devlet dairesi, bakanlık, görev, sorumluluk, ima, kiler, ambar, dini tören, makam
office
officeholder devlet memuru
office
ticarethane
office
{i} ima
Немецкий Язык - Английский Язык
law firm
chamber(s)
lawyer's office
law office
office
Kanzlei (an einem Gericht)
court office