kalınca

listen to the pronunciation of kalınca
Турецкий язык - Английский Язык
thickish
thickly

She spread honey thickly on her toast. - Tostunun üstüne kalınca bal yaydı.

thick

She spread honey thickly on her toast. - Tostunun üstüne kalınca bal yaydı.

kal
{f} remain

In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life. - Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.

How many days will you remain in London? - Londra'da ne kadar kalacaksın?

kal
devolve
kal
hover over
kal
{f} stay

I want to stay here longer. - Burada daha uzun kalmak istiyorum.

I can't stay here forever. - Sonsuza dek burada kalamam.

kal
{f} staying

I should study now, but I prefer staying on Tatoeba. - Şimdi çalışmalıyım ama Tatoeba'da kalmayı tercih ediyorum.

Kentaro is staying with his friend in Kyoto. - Kentaro, arkadaşıyla Kyoto'da kalıyor.

kal
{f} remaining

There were few students remaining in the classroom. - Sınıfta kalan çok az sayıda öğrenci vardı.

The reason both brothers gave for remaining bachelors was that they couldn't support both airplanes and a wife. - Her iki erkek kardeşin bekar kalmak için ileri sürdüğü neden onların hem uçaklara hem de bir eşe bakamayacaklarıydı.

kal
word, talk
kal
snub
kal
remains

The hotel remains closed during the winter. - Otel kış boyunca kapalı kalır.

He remains calm in the face of danger. - O, tehlike karşısında sakin kalır.

Английский Язык - Английский Язык

Определение kalınca в Английский Язык Английский Язык словарь

kal
Era
kal
Strife
Турецкий язык - Турецкий язык
Kalına yakın: "Ellerinin parmakları hem uzun hem kalınca idi."- S. F. Abasıyanık
Kalına yakın
KAL
(Osmanlı Dönemi) (A, uzun okunur) Söz
kal
Bir düşünceyi anlatabilmek için art arda söylenen kelime dizisi
kal
Koparma, sökme
kal
Söz, lakırtı, laf
kal
(Osmanlı Dönemi) bir şeyi kökünden çekip koparmak, azletmek
kal
çekirge
kal
Maden külçelerinin eritilip arındırılması
kal
Laf, söz
kal
Söz, lakırdı, laf
kal
Koparma, sökme, kökünden söküp atma
kal
Bir alaşımdaki madenlerin erime derecesi farkından yararlanarak bunları birbirinden ayırma işlemi
kal
Söz laf
kâl
(Osmanlı Dönemi) söz
Английский Язык - Турецкий язык

Определение kalınca в Английский Язык Турецкий язык словарь

KAL
(Askeri) kritik unsurlar listesi (key assets list)
kalınca
Избранное