You have no cause for anger.
- Kızmak için nedenin yok.
Tom had reasons to be angry.
- Tom'un kızmak için nedenleri vardı.
Tom had every right to be angry.
- Tom kızmakta haklıydı.
Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me.
- Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.
I sometimes wonder if I am a girl.
- Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.
He looks like the yellow angry bird.
- O sarı kızgın kuş gibi görünüyor.
Why is this bird called a robin redbreast?
- Bu kuşa neden kızılgerdan diyorlar?
The Joneses love their daughter.
- Joneslar kızlarını sever.
I'm Helen Cartwright's daughter.
- Ben, Helen Cartwright'ın kızıyım.
There's no reason to get angry.
- Kızmak için hiçbir neden yok.
That's no reason to get angry.
- Kızmak için neden yok.
Getting excited is not at all the same as getting angry.
- Heyecanlanmak kızmakla hiçte aynı değildir.
There's no reason to get angry.
- Kızmak için hiçbir neden yok.
That girl who has long hair is Judy.
- Uzun saçlı o kız Judy'dir.
That girl whose hair is long is Judy.
- Saçı uzun olan kız Judy.
Do those girls wear white skirts?
- O kızlar beyaz etek mi giyiyor?
The girls wore grass skirts and had flowers around their necks.
- Kızlar çim etekler giyiyordu ve boyunlarında çiçekler vardı.
I've got a queen of hearts.
- Benim bir kupa kızım var.
Once upon a time there lived a king and queen who had three very beautiful daughters.
- Bizr zamanlar, üç çok güzel kızı olan bir kral ve kraliçe yaşardı.
Tom resented the fact that Mary got the promotion instead of him.
- Tom onun yerine Mary'nin terfi alması gerçeğine kızdı.
There was enormous resentment over high taxes.
- Yüksek vergiler hakkında büyük bir kızgınlık vardı.
I want to marry a virgin girl.
- Bakire bir kızla evlenmek istiyorum.
In the Torah Lot offers his virgin daughter's to be gang raped.
- Tevrat'ta Lut, bakire kızını toplu tecavüze uğraması için sunuyor.
Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me.
- Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.
I sometimes wonder if I am a girl.
- Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.
Dad uses fire to roast a chicken.
- Babam tavuk kızartmak için ateş kullanır.
I saw a video of a man who can fry chicken without using tongs.
- Maşa kullanmadan tavuk kızartabilen bir adamın videosunu izledim.
Tom has a lot female friends.
- Tom'un çok sayıda kız arkadaşı var.
The female student that sat in front of the teacher is from Germany.
- Öğretmenin önünde oturan kız öğrenci Almanyalıdır.
I really miss my girlfriend.
- Kız arkadaşımı gerçekten özlüyorum.
The mother missed her daughter who was away at college.
- Anne üniversitedeki kızını özledi.
What's your mother's maiden name?
- Annenin kızlık soyadı nedir?
What's your wife's maiden name?
- Karınızın kızlık soyadı nedir?
What's your wife's maiden name?
- Karınızın kızlık soyadı nedir?
Mary went back to using her maiden name.
- Mary tekrar kızlık adını kullanmaya başladı.
Tom loves fried chicken.
- Tom, kızarmış tavuk seviyor.
Tom bought a bucket of extra-spicy fried chicken and a container of coleslaw.
- Tom bir ekstra-baharat kovası, kızarmış piliç ve bir konteyner lahana salatası ısmarladı.
Tom gave his daughter a stuffed bunny.
- Tom kızına bir doldurulmuş tavşan verdi.
Mary wore bunny slippers.
- Mary kız terlikleri giydi.
Jill is the only girl in our club.
- Jill Kulübümüzde tek kız.