You have no cause for anger.
- Kızmak için nedenin yok.
Tom had reasons to be angry.
- Tom'un kızmak için nedenleri vardı.
Tom had every right to be angry.
- Tom kızmakta haklıydı.
Betty is a pretty girl, isn't she?
- Betty güzel bir kızdır, değil mi?
He married a Canadian girl.
- O, Kanadalı bir kızla evlendi.
The girl released the birds from the cage.
- Kız kuşları kafesten serbest bıraktı.
The girl let the bird loose.
- Kız kuşu serbest bıraktı.
The Joneses love their daughter.
- Joneslar kızlarını sever.
His daughter is eager to go with him anywhere.
- Kızı onunla her yere gitmeye hevesli.
Mary, come down. It is harmful to get angry.
- Mary, sakin ol. Kızmak zararlıdır.
That's no reason to get angry.
- Kızmak için neden yok.
Mary, come down. It is harmful to get angry.
- Mary, sakin ol. Kızmak zararlıdır.
There's no reason to get angry.
- Kızmak için hiçbir neden yok.
That girl whose hair is long is Judy.
- Saçı uzun olan kız Judy.
That girl who has long hair is Judy.
- Uzun saçlı o kız Judy'dir.
Girls are wearing short skirts these days.
- Kızlar bugünlerde kısa etek giyiyor.
These girls use white skirts.
- Bu kızlar beyaz gömlek kullanıyor.
I've got a queen of hearts.
- Benim bir kupa kızım var.
There was once upon a time an old Queen whose husband had been dead for many years, and she had a beautiful daughter.
- Biz zamanlar kocası yıllar önce ölmüş olan yaşlı bir kraliçe vardı ve onun da güzel bir kızı vardı.
There was enormous resentment over high taxes.
- Yüksek vergiler hakkında büyük bir kızgınlık vardı.
I resent the way he treated me.
- Onun bana davranma şekline kızıyorum.
I want to marry a virgin girl.
- Bakire bir kızla evlenmek istiyorum.
Most virgins have an intact hymen.
- Çoğu bakirenin sağlam bir kızlık zarı vardır.
I sometimes wonder if I am a girl.
- Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.
Betty is a pretty girl, isn't she?
- Betty güzel bir kızdır, değil mi?
Tom bought a bucket of extra-spicy fried chicken and a container of coleslaw.
- Tom bir ekstra-baharat kovası, kızarmış piliç ve bir konteyner lahana salatası ısmarladı.
I like roast chicken.
- Fırında kızartılmış tavuğu severim.
Tom has a lot female friends.
- Tom'un çok sayıda kız arkadaşı var.
The female student that sat in front of the teacher is from Germany.
- Öğretmenin önünde oturan kız öğrenci Almanyalıdır.
I'm beginning to miss my girlfriend.
- Kız arkadaşımı özlemeye başlıyorum.
I miss my little sister.
- Küçük kız kardeşimi özlüyorum.
What's your mother's maiden name?
- Annenin kızlık soyadı nedir?
Mary went back to using her maiden name.
- Mary tekrar kızlık adını kullanmaya başladı.
The beautiful maiden sat on the top of the rock and combed her golden hair in the sunshine.
- Güzel genç kız kayanın tepesine oturdu ve güneşte altın rengi saçlarını taradı.
Mary went back to using her maiden name.
- Mary tekrar kızlık adını kullanmaya başladı.
Tom bought a bucket of extra-spicy fried chicken and a container of coleslaw.
- Tom bir ekstra-baharat kovası, kızarmış piliç ve bir konteyner lahana salatası ısmarladı.
I saw a video of a man who can fry chicken without using tongs.
- Maşa kullanmadan tavuk kızartabilen bir adamın videosunu izledim.
Mary wore bunny slippers.
- Mary kız terlikleri giydi.
Tom gave his daughter a stuffed bunny.
- Tom kızına bir doldurulmuş tavşan verdi.
Jill is the only girl in our club.
- Jill Kulübümüzde tek kız.