On the table, there was a plate with three fried eggs on it.
 - Masada üzerinde üç kızarmış yumurta bulunan bir tabak vardı.
Tom loves fried chicken.
 - Tom, kızarmış tavuk seviyor.
Tom offered Mary a French fry and she took one.
 - Tom Mary'ye bir Fransız kızartma sundu ve o bir tane aldı.
Tom is frying an egg.
 - Tom bir yumurta kızartıyor.
Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me.
 - Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.
His girlfriend is Japanese.
 - Onun kız arkadaşı Japon.
This little girl let the birds escape.
 - Bu küçük kız kuşların kaçmasına izin verdi.
The girl released the birds from the cage.
 - Kız kuşları kafesten serbest bıraktı.
The Joneses love their daughter.
 - Joneslar kızlarını sever.
A good daughter will make a good wife.
 - İyi bir kız çocuğu, iyi bir eş yapacaktır.
That girl whose hair is long is Judy.
 - Saçı uzun olan kız Judy.
That girl who has long hair is Judy.
 - Uzun saçlı o kız Judy'dir.
These girls use white skirts.
 - Bu kızlar beyaz gömlek kullanıyor.
Mary was the only girl wearing a skirt.
 - Mary etek giyen tek kızdı.
Once upon a time there lived a king and queen who had three very beautiful daughters.
 - Bizr zamanlar, üç çok güzel kızı olan bir kral ve kraliçe yaşardı.
I've got a queen of hearts.
 - Benim bir kupa kızım var.
I feel resentment against your unwarranted criticism.
 - Haksız eleştirine karşı kızgınlık hissediyorum.
They may feel some resentment.
 - Biraz kızgınlık hissedebilirler.
That girl who's wearing a scarf is a virgin.
 - Bir eşarp takan o kız bakire.
In the Torah Lot offers his virgin daughter's to be gang raped.
 - Tevrat'ta Lut, bakire kızını toplu tecavüze uğraması için sunuyor.
Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me.
 - Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.
Betty is a pretty girl, isn't she?
 - Betty güzel bir kızdır, değil mi?
Tom loves fried chicken.
 - Tom, kızarmış tavuk seviyor.
I saw a video of a man who can fry chicken without using tongs.
 - Maşa kullanmadan tavuk kızartabilen bir adamın videosunu izledim.
That female student is American.
 - O kız öğrenci Amerikalıdır.
Since 1990, eleven female students received the award.
 - 1990'dan beri on bir kız öğrenci ödül aldı.
I really miss my girlfriend.
 - Kız arkadaşımı gerçekten özlüyorum.
The mother missed her daughter who was away at college.
 - Anne üniversitedeki kızını özledi.
The beautiful maiden sat on the top of the rock and combed her golden hair in the sunshine.
 - Güzel genç kız kayanın tepesine oturdu ve güneşte altın rengi saçlarını taradı.
Mary went back to using her maiden name.
 - Mary tekrar kızlık adını kullanmaya başladı.
What's your wife's maiden name?
 - Karınızın kızlık soyadı nedir?
Mary's maiden name is Jackson.
 - Mary'nin kızlık soyadı Jackson'dur.
Tom bought a bucket of extra-spicy fried chicken and a container of coleslaw.
 - Tom bir ekstra-baharat kovası, kızarmış piliç ve bir konteyner lahana salatası ısmarladı.
I saw a video of a man who can fry chicken without using tongs.
 - Maşa kullanmadan tavuk kızartabilen bir adamın videosunu izledim.
Mary wore bunny slippers.
 - Mary kız terlikleri giydi.
Tom gave his daughter a stuffed bunny.
 - Tom kızına bir doldurulmuş tavşan verdi.
Jill is the only girl in our club.
 - Jill Kulübümüzde tek kız.