The explosion frightened the villagers.
- Patlama köylüleri korkuttu.
The villagers were kind to their visitors.
- Köylüler ziyaretçilerine karşı nazikti.
The poor peasants ate potatoes.
- Yoksul köylüler patates yediler.
The peasants were planting rice.
- Köylüler pirinç ekiyorlardı.
I am nothing but a poor peasant.
- Fakir bir köylüden başka bir şey değilim.
Many peasants died during the drought.
- Kıtlık süresince birçok köylü öldü.
A lot of villagers were killed by soldiers.
- Birçok köylü askerler tarafından öldürüldü.
The villagers were kind to their visitors.
- Köylüler ziyaretçilerine karşı nazikti.