İlk defa Japonya'ya geldim.
- Je suis venu au Japon pour la première fois.
Japonya'nın dünyanın en zengin ülkesi olduğu söyleniyor.
- On dit que le Japon est le pays le plus riche du monde.
Japonya dört ana adadan oluşur.
- Le Japon se compose de quatre îles principales.
Japonya'nın dünyanın en zengin ülkesi olduğu söyleniyor.
- On dit que le Japon est le pays le plus riche du monde.
Bu italyan yazar Japonya'da çok tanınmıyor.
- Ese autor italiano no es muy conocido en Japón.
Japonya'da ne kadar kalacaksın?
- ¿Cuánto tiempo te quedarás en Japón?
I wish I could go to Japan.
- Deseo poder ir a Japón.
A Japanese would never do such a thing.
- Un japonés nunca haría tal cosa.
I wish I could go to Japan.
- J'aimerais bien pouvoir aller au Japon.
I don't speak Japanese.
- Je ne parle pas japonais.
Do you speak Japanese?
- Japonca konuşabiliyor musun?
I am learning Japanese to play mahjong in Japan.
- Japoncayı Japonya'da mahjong oynamak için öğreniyorum.
I'm allergic to Panulirus japonicus.
- Benim Panulirus japonicus'a alerjim var.
Do you speak Japanese?
- Japonca konuşabiliyor musun?
I would rather have been born in Japan.
- Japonya'da doğmuş olmayı tercih ederdim.
The war affected the way the Japanese view nuclear weapons.
- Savaş Japonların nükleer silahlara bakış şeklini değiştirdi.
I think the Thai food at this place is seasoned so Japanese will like it.
- Sanırım buradaki Tay yiyeceklerine baharat katılır bu yüzden Japonlar ondan hoşlanacaklar.