izleyici]

listen to the pronunciation of izleyici]
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение izleyici] в Турецкий язык Турецкий язык словарь

izleyici
İzleme işini yapan (kimse)
izleyici
İzleme işini yapan kimse: "Sürekli bir televizyon izleyicisidir."- H. Taner
Турецкий язык - Английский Язык

Определение izleyici] в Турецкий язык Английский Язык словарь

izleyici
audience

In Soviet Russia, television watches the audience! - Sovyet Rusya'sında, televizyon izleyiciyi izler!

The audience filled the hall. - İzleyici salonu doldurdu.

izleyici
viewer

This movie leaves a profound reflection for all viewers. - Bu film, tüm izleyiciler için derin bir yansıma bırakır.

Television enlightens the viewers as well as entertains them. - Televizyon izleyicileri eğlendirmesinin yanı sıra onları aydınlatır.

izleyici
spectator

The spectators in the gallery were making a lot of noise. - Galerideki izleyiciler çok gürültü yapıyorlardı.

izleyici
hanger-on
izleyici araçları
(Bilgisayar) tracer tools
izleyici element
(Fizik,Kimya) tracer element
izleyici ısıtma
postheating
izleyici
spectator " seyirci; onlooker" " seyirci; tracer
izleyici
onlooker
izleyici
observer
izleyici
spectator; viewer
izleyici
hanger on
izleyici
televiewer
izleyici dolaştır
(Bilgisayar) tracer navigate
izleyici göster
(Bilgisayar) tracer display
izleyici hata
(Bilgisayar) tracer error
izleyici pin
follower pin
izleyici projektör
follow spotlight
izleyici temizle
(Bilgisayar) tracer clear
izleyici çekim
follow shot
izleyici ışıldak
(Sinema) follow spotlight
izleyici şerit dizini
trace off strap pattern
izotop izleyici
isotopic tracer
gerilim izleyici
voltage follower
radyoaktif izleyici
radioactive tracer