I have to admit I enjoyed it.
- Bunu beğendiğimi itiraf etmek zorundayım.
It takes a lot of courage to admit that you're wrong.
- Hatalı olduğunu itiraf etmek çok cesaret ister.
Tom has to confess his crime.
- Tom suçunu itiraf etmek zorunda kaldı.
We should give Tom a chance to confess.
- Tom'a itiraf etmek için bir şans vermeliyiz.
We should give Tom a chance to confess.
- Tom'a itiraf etmek için bir şans vermeliyiz.
Tom eventually broke down and confessed.
- Tom sonunda baskıya dayanamadı ve itiraf etti.
Tom confessed that he had killed Mary.
- Tom Mary'yi öldürdüğünü itiraf etti.
Tom confessed to murdering Mary.
- Tom Mary'yi öldürdüğünü itiraf etti.
He did not fail to confess.
- İtiraf etmeyi başardı.