This poem was written by a nameless poet.
 - Bu şiir isimsiz bir şair tarafından yazıldı.
We got an anonymous call.
 - Biz isimsiz bir çağrı aldık.
We received an anonymous tip.
 - İsimsiz bir ihbar aldık.
An anonymous benefactor bequeathed several hundred thousand dollars to an animal shelter.
 - İsimsiz bir hayırsever bir hayvan barınağı için birkaç yüz bin dolar bağışladı.
He anonymously donated a large sum of money to the Red Cross.
 - O, kızılhaç'a isimsiz olarak büyük bir miktarda para bağışladı.
Their names are Tom and Ken.
 - Onların isimleri Tom ve Ken'dir.
I'm really bad with names, but I never forget a face.
 - Ben isimlerde gerçekten kötüyüm, ama bir yüzü asla unutmam.
Of the remaining words on the list, five are nouns.
 - Listede kalan kelimelerin beşi isim.
In Esperanto, nouns end in o. The plural is formed by adding a j.
 - Esperantoda, o ile biten isimler. Çoğul bir j  ekleyerek oluşturulur.
It's customary for waiters and waitresses to introduce themselves using only their first names.
 - Bay ve bayan garsonların ilk isimlerini kullanarak kendilerini tanıtması gelenekseldir.
Tom's was the first name on the list of persons of interest after Mary's murder.
 - Mary'nin cinayetinden sonra Tom'unki ilgi kişiler listesinde ilk isimdi.