Tom Mary'nin kendisinden kasten kaçındığını fark etti.
- Tom realized Mary was deliberately avoiding him.
Tom kasten aldatıcı oluyor.
- Tom is being deliberately deceptive.
Fadıl, Leyla'yı kasıtlı olarak öldürdü.
- Fadil killed Layla very deliberately.
Ben sokakta onu geçtiğimde o kasıtlı olarak beni görmezden geldi.
- He deliberately ignored me when I passed him in the street.
He deliberately broke that, didn't he?.