O, gizlice bahçeye girdi.
- He entered the garden secretly.
Sanırım Tom ve Mary gizlice evlendiler.
- I think Tom and Mary are secretly married.
Tom bunu kabul etmeyecek ama o Mary'ye içten içe aşık.
- Tom won't admit it, but he's secretly in love with Mary.
Yıllardır içten içe ona âşığım.
- I've been secretly in love with her for years.
Gezisine gizlice devam etmek zorunda kaldı.
- He had to continue his trip in secret.
O onunla gizlice evlendi.
- He married her in secret.
Sami ve Leyla gizli olarak buluşmaya başladılar.
- Sami and Layla started meeting in secret.
O, bana fotoğrafını gizlice gösterdi.
- He secretly showed me her photograph.
O, gizlice bana onun resmini gösterdi.
- He secretly showed me her picture.