Filmi izlemek Hindistan'a bir yolculuk yapmak gibi bir şeydir.
- Seeing that movie is something like taking a trip to India.
Sen Hindistanlı gibi görünüyorsun.
- It looks like you are from India.
Hintliler gıda bulmakta zorlanıyorlardı.
- The Indians had difficulty finding food.
Hintliler bu anlaşmadan mutlu değillerdi.
- The Indians were not happy with this agreement.
İki Hintli öldürüldü.
- Two Indians were killed.
Hintliler bu anlaşmadan mutlu değillerdi.
- The Indians were not happy with this agreement.
Nihayet, iki Kızılderili kabilenin şefleri savaş baltalarını gömmeye karar verdiler ve barış çubuğu tüttürdüler.
- At long last, the two chiefs of the Indian tribes have decided to bury the hatchet and smoke the peace pipe.
Birkaç kızılderili Japonya'da yaşıyor.
- Few Indians live in Japan.