Yağmur yağma ihtimaline karşı ceketini al.
 - Take your coat in case it rains.
Onlar yollarını kaybetme ihtimaline karşı yanlarında bir harita taşıdılar.
 - They carried a map with them in case they should lose their way.
Yangın olduğu takdirde bu butona bas!
 - Push this button in case of fire!
Gelemediği takdirde, onun yerini almak zorunda kalacaksınız.
 - You'll have to take his place in case he can't come.
Yağmur yağmaya başlar diye yanına bir şemsiye al.
 - Take an umbrella with you in case it begins to rain.
Yangın olursa diye el altında her zaman bir kova su bulundur.
 - Always keep a bucket of water handy, in case of fire.
Yangın durumunda, çanı çal.
 - In case of fire, ring the bell.
Yangın durumunda bu camı kır.
 - Break this glass in case of fire.
In case of emergency, break glass.
... other people's projects, in which case I feel weird talking about it because it's, like, ...