Tom Mary ve John'un arasına sığışmaya çalıştı.
 - Tom tried to squeeze in between Mary and John.
Birisiyle ilk kez karşılaştığında, kendinle arkadaşın arasına konulan mesafeye kesinlikle dikkat et.
 - When meeting a person for the first time, be sure to pay attention to the distance placed between yourself and your partner.
Facebook ve Twitter arasındaki fark, Twitter'ın bir mikroblog servisi olmasıdır.
 - Difference between Facebook and Twitter is, Twitter is a microblogging service.
Teoride, teori ve pratik arasında hiçbir fark yoktur. Fakat pratikte, var.
 - In theory, there is no difference between theory and practice. But, in practice, there is.
Akşam yemeği saat 9 ila 12 arasında servis edilir.
 - The evening meal is served between 9 and 12.
Bu ilacı öğünler arasında al.
 - Take this medicine between meals.
Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki bir savaşın patlak verdiği Aralık 1941'de henüz doğmamıştım.
 - I was not yet born when a war between Japan and the U.S. broke out in December 1941.
Onlar arasındaki aralık daraldı.
 - The gap between them has narrowed.
İki erkek çocuk yemeklerini kendi aralarında pişirdi.
 - The two boys cooked their meal between them.
Tom ve Mary parayı kendi aralarında paylaştılar.
 - Tom and Mary divided the money between themselves.
Biz ev sahibesine kirayı ödersek, yiyecek için hiç paramız olmayacak; iki arada bir derede.
 - If we pay the rent to the landlady, we won't have any money for food; we are between the devil and the deep blue sea.
Arada hep bir kadın var.
 - There's always a woman in between.
Onun İlk askeri deneyimleri İngiliz sömürge imparatorluğu ve bağımsızlık arayan Boerler arasındaki savaşta yer aldı.
 - His first military experiences took place in the war between the British colonial empire and the Boers, who sought independence.
Onların aralarındaki rekabet kısa sürede ortaya çıktı.
 - The rivalry between them was soon apparent.
İki ülke arasında her an bir ticari sürtünme ortaya çıkabilir.
 - Trade friction might arise between the two nations at any moment.
Taksiler sağanak sırasında seyrekti.
 - Taxis are few and far between during a rainstorm.