Otobüs engebeli yol boyunca giderken takırdadı.
 - The bus rattled as it drove along the bumpy road.
Onun bordür boyunca yürüdüğünü gördüm.
 - I saw her walking along the kerb.
Kamerayı yanına almayı unutma.
 - Don't forget to take along the camera.
Tom'u kim buraya davet etti?
 - Who invited Tom along?
Köpeğimi yanımda getireceğim böylece onunla tanışabilirsin. Ne! Buraya hayvan getirmeye yeltenme!
 - I'll bring my dog along, so you can meet him. What?! Don't you dare bring that animal here!
Kalabalık ile birlikte gidin.
 - Go along with the crowd.
Tom ve Mary çok tartışırlar ama yine de birlikte oldukça iyi geçinirler.
 - Tom and Mary argue a lot, but they still get along quite well together.
Arkadaşını yanında getir.
 - Bring along your friend.
Akşam yemeğinden sonra, gitarını yanında getir ve biz şarkı söyleyeceğiz.
 - After dinner, bring your guitar along and we'll sing.
Tokyo'nun yanı sıra Osaka bir ticaret merkezidir.
 - Along with Tokyo, Osaka is a center of commerce.