iddialar

listen to the pronunciation of iddialar
Турецкий язык - Английский Язык
count
claims

There is no scientific basis for these claims. - Bu iddialar için hiçbir bilimsel dayanak yok.

The people who come on the Maury Povich show often make pretentious claims about their lovers cheating on them. - Maury Povich'e gelen insanlar genellikle sevgililerinin onları aldattıkları ile ilgili önemli iddialarda bulunmaktadırlar.

allegation

The allegations are completely unfounded. - İddialar tamamen asılsız.

Tom denied the allegations. - Tom iddiaları reddetti.

iddia
{i} allegation

Tom has denied the allegations. - Tom iddiayı yalanladı.

Can you prove the allegations? - İddiaları kanıtlayabilir misin?

iddia
(Hukuk) claim

John laid claim to the painting. - John tablo üzerinde hak iddia etti.

The man claimed he didn't take the money. - Adam parayı almadığını iddia etti.

iddia
assertion

Can you prove the validity of your assertion? - İddianızın geçerliliğini ispat edebilir misiniz?

An assertion isn't a proof. - Bir iddia bir kanıt değildir.

iddia
bet

I bet you're wondering how this works. - Her iddiasına varım ki bunun nasıl çalıştığını merak ediyorsun.

He knows better than to make such a claim. - Böyle bir iddiayı ortaya atmayacak kadar akıllı.

iddia
contention
iddia
{i} pretension
iddia
submission
iddia
{i} pleading
iddia
{i} argument

This argument is nothing more than rhetoric. - Bu iddia, söz sanatından başka bir şey değil.

His argument is more radical than yours. - Onun iddiası seninkinden daha radikal.

iddia
(Kanun) clamor
iddia
allege

Allegedly, Tom turned that offer down. - İddiaya göre, Tom o öneriyi reddetti.

She allegedly murdered him. - İddiaya göre onu o öldürdü.

iddia
say-so
iddia
suggestion
iddia
(Kanun) challenge
iddia
thesis
iddia
allegement
iddia
purports
iddia
alleged to
iddia
claim of
iddia
claımed
iddia
averment
iddia
information
iddia
pretense
iddia
pretension; pretense
iddia
contest
iddia
claim, assertion; allegation
iddia
protestation
iddia
obstinacy
iddia
charge
iddia
assertion, claim, thesis, allegation; pretension; insistence; wager, bet
iddia
pretence
iddia
asseveration
iddia
say so
iddia
{i} maintenance
mesnetsiz iddialar
(Kanun) groundless claims
temelsiz iddialar
groundless allegations
temelsiz iddialar
unfounded allegations
temelsiz iddialar
baseless allegations
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение iddialar в Турецкий язык Турецкий язык словарь

iddia
Dediğinde direnme, inat: "İddia kızışmış, âdeta inat hâlini almıştı."- Ö. Seyfettin
iddia
Kendinde olmayan bir yeteneği, bir durumu varmış gibi gösterme
iddia
İleri sürülerek savunulan düşünce, sav: "Mahkemenin elinde bu iddiaları yalanlayacak bir belge yoktu."- T. Buğra
iddia
Dediğinde direnme, inat
iddia
İleri sürülerek savunulan düşünce, sav
İDDİA
(Osmanlı Dönemi) Bir şeyin müsbet veya menfiliğini ısrarla söylemek. İleri sürülen fikir. Dâva etmek. Israr etmek. İnat etmek. Haklı veya haksız bir dâvaya kalkışmak.(Arzı ve bütün nücum ve şümusu tesbih taneleri gibi kaldıracak ve çevirecek kuvvetli bir ele mâlik olmayan kimse, kâinatta dâva-yı halk ve iddiâ-yı icad edemez. Zira her şey, her şeyle bağlıdır. M.)