Hearing this song after so long really brings back the old times.
 - Bu kadar uzun bir zamandan sonra bu şarkıyı İşitmek gerçekten eski zamanları geri getiriyor.
Tom can hardly hear without his hearing aid.
 - Tom işitme cihazı olmadan neredeyse duyamıyor.
Hearing this song after so long really brings back the old times.
 - Bu kadar uzun bir zamandan sonra bu şarkıyı İşitmek gerçekten eski zamanları geri getiriyor.
She is handicapped by poor hearing.
 - O kötü işitmekten özürlü.
Leave your message after hearing the beep.
 - Bip sesini işittikten sonra mesajınızı bırakın.
I paid twenty thousand yen for this hearing aid.
 - Ben bu işitme cihazı için 20.000 yen ödedim.
The main reason kids tell lies is to avoid getting into trouble.
 - Çocukların yalan söylemesinin ana nedeni azar işitmekten kaçınmaktır.
Tom lost his hearing.
 - Tom işitmesini kaybetti.
Leave your message after hearing the beep.
 - Bip sesini işittikten sonra mesajınızı bırakın.
The kid has a keen sense of hearing.
 - Çocukların keskin bir işitme duyusu var.
A blind person's hearing is often very acute.
 - Kör bir insanın işitme duyusu genellikle çok keskindir.
Tom has good hearing.
 - Tom'un iyi işitme duyusu var.
They are within earshot.
 - Onlar işitme menzili içinde.
He lives within earshot of my house.
 - O evimin işitme menzilinde yaşıyor.
I don't want to hear any more excuses.
 - Daha fazla özürler işitmek istemiyorum.
Touch an animal to hear its sound.
 - Sesini işitmek için bir hayvana dokunun.