Tom treats his employees generously.
- Tom işçilerine cömert davranır.
Tom accused the employee of stealing.
- Tom işçiyi çalmakla suçladı.
As businesses failed, workers lost their jobs.
- İşler başarısız sonuçlanınca işçiler işlerini kaybettiler.
Just then, the workers in the park brought over some small playing cards.
- Tam o sırada parktaki işçiler bazı küçük oyun kartları getirdiler.
I found him to be a good workman.
- Onu iyi bir işçi olarak buldum.
These devices are distinguished by particularly high-quality workmanship.
- Bu cihazlar özellikle yüksek kaliteli işçilikle ayırt edilir.
Many workers were trapped in the coal mine.
- Birçok işçi kömür madeninde mahsur kaldı.
It's important to unite as many workers as possible.
- Mümkün olduğunca çok sayıda işçiyi bir araya getirmek önemlidir.
We saw laborers blasting rocks.
- Kayaları patlatan işçiler gördük.
The laborers are murmuring against their working conditions.
- İşçiler çalışma şartlarına karşı söyleniyorlar.
He's a labourer on a riverboat.
- O bir nehir botunda bir işçidir.
Tom used to be our handyman.
- Tom bizim hünerli işçimizdi.
Tom is a real handyman.
- Tom gerçek bir becerikli işçi.
The workmen were climbing up and down the ladder.
- İşçiler merdivenden yukarı aşağı iniyorlardı.
I got dressed early, but the workmen have not yet arrived.
- Ben erken giyindim ama işçiler henüz gelmedi.