iş veren

listen to the pronunciation of iş veren
Турецкий язык - Английский Язык
employer
taskmaster
veren
employer

Some employers are reluctant to take on people who have recently been released from jail. - Bazı işverenler, hapishaneden yeni çıkmış insanları işe almaya isteksizdirler.

Mary said that she would reveal all of her employer's secrets if he did not raise her wage. - Mary, onun ücretini yükseltmeseydi onun işverenin tüm sırlarını açığa vuracağını söyledi.

veren
principal
veren
employ

Employers cannot refuse to hire workers because of their race, religion, ethnic origin, skin colour, sex, age, marital status, disability or sexual orientation. - İşverenler ırkları, dinleri, etnik kökenleri, deri renkleri, cinsiyetleri, yaşları, medeni durumları, engellilikleri ya da cinsel yönelimleri nedeniyle işçileri işe almayı reddemezler.

No one dares to contradict his employer for fear of being fired. - Kovulma korkusundan kimse işvereni ile çelişmeye cüret edemez.

veren
(Kanun) conductor
veren
governor
veren
the employer
veren
taskmaster
veren
boss
veren
master
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение iş veren в Турецкий язык Турецкий язык словарь

veren
İşçileri ücretle çalıştıran gerçek veya tüzel kişi, çalıştıran, patron: "Fabrikaları, atölyeleri gezin, işçilerle, işverenlerle konuşun."- S. F. Abasıyanık
veren
İşçileri ücretle çalıştıran gerçek veya tüzel kişi, çalıştıran, patron
İşveren
çalıştıran