He studied interior decoration.
- O, iç dekorasyon eğitimi aldı.
You've done a wonderful job on the interior decoration.
- İç dekorasyon üzerine harika bir iş yaptın.
Do you have a cheap flight ticket on a domestic line?
- İç hatlarda ucuz bir uçak biletiniz var mı?
The Government's domestic policy was announced.
- Hükümetin iç politikası açıklandı.
Jupiter has four inner satellies: Metis, Adrastea, Amalthea, and Thebe. Their orbits are very close to the planet.
- Jüpiterin dört iç uydusu vardır: Metis, Adrastea, Amalthea ve Thebe. Onların uyduları gezegene çok yakındır.
He looked confident but his inner feelings were quite different.
- Emin görünüyordu fakat onun iç duyguları tamamen farklıydı.
That is an internal affair of this country.
- O, bu ülkenin iç işidir.
The ministry administers the internal affairs.
- Bakanlık iç işlerini yönetir.
There are two zombies inside my house.
- Evimin içinde iki tane zombi var.
Yuriko, a marine biology grad student, fell asleep inside a fish tank and awoke covered in octopuses and starfish.
- Yuriko deniz biyolojisinden mezun bir öğrenci, bir balık tankının içinde uykuya daldı ve ahtapotlar ve deniz yıldızları ile kaplı olarak uyandı.
Drinking on an empty stomach is bad for your health.
- Boş mideyle içki içmek sağlığa zararlıdır.
The stomach is one of the internal organs.
- Mide iç organlardan birisidir.
Keep the kids indoors.
- Çocukları içeride tutun.
It was raining hard, so we played indoors.
- O kadar çok yağmur yağıyordu ki içerde oynadık.
He drank a great swig from the bottle.
- O, şişeden büyük bir yudum içti.
If I don't drink a swig of water, I can't swallow these tablets.
- Eğer bir yudum su içmezsem bu hapları yutamam.
Truman arrived at the White House within minutes.
- Truman, Beyaz Saray'a dakikalar içinde ulaştı.
I will answer within three days.
- Üç gün içinde cevap vereceğim.
We have to measure your intraocular pressure. Please open both eyes wide and look fixedly at this object here.
- Göz merceğiniz içindeki baskıyı ölçmeliyiz. Lütfen iki gözünüzü genişçe açın ve sabit bir şekilde buradaki bu objeye bakın.
Do you have alcohol-free drinks?
- Alkolsüz içecekleriniz var mı ?
Europeans love to drink wine.
- Avrupalılar şarap içmeyi sever.
Drinking much is dangerous.
- Çok fazla içmek tehlikelidir.
He began his meal by drinking half a glass of ale.
- Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.
To make up for his unpleasant experiences in the hospital, Tom drank a little more than he should have.
- Hastanedeki kötü deneyimlerini telafi etmek için, Tom içmesi gerekenden biraz daha fazla içti.
John drank many bottles of wine.
- John birçok şişe şarap içti.
We have become an intolerant, inward-looking society.
- Biz hoşgörüsüz, içe dönük bir toplum olduk.
A ghost is an outward and visible sign of an inward fear.
- Bir hayalet içe dönük bir korkunun dışa dönük ve görünür işaretidir.
People often spill their guts to bartenders.
- İnsanlar genellikle içlerini barmenlerinine dökerler .
Tom doesn't have the guts to do that.
- Tom'un onu yapmak için cesareti yok.
The civil war in Greece ended.
- Yunanistan'da iç savaş sona erdi.
There was a danger of civil war.
- Bir iç savaş tehlikesi vardı.
Tom grabbed his mug and walked into the kitchen to get a refill.
- Tom kupasını aldı ve yeniden doldurmak için mutfağa gitti.
Tom held out his cup for a refill.
- Tom yeniden doldurulması için fincanını uzattı.
Virtual memory is a memory management technique developed for multitasking kernels.
- Sanal bellek çoklu görev çekirdekleri için geliştirilmiş bir bellek yönetim tekniğidir.
She doesn't drink enough breast milk.
- O yeterince anne sütü içmiyor.
2005 was a bad year for music sector. Because Kylie Minogue caught breast cancer.
- 2005, müzik sektörü için kötü bir yıldı. Çünkü Kylie Minogue meme kanserine yakalandı.
Helium is the second simplest atom. It consists of a nucleus containing 2 protons and two neutrons. Around the nucleus orbits 2 electrons.
- Helium ikinci en basit atomdur. O, iki proton ve iki nötron içeren bir çekirdekten oluşur. Çekirdek etrafında 2 elektron döner.
Tabiat, her sayfasında mühim muhteva sunan yegâne kitaptır.
- Doğa, her sayfasında önemli içerik sunan tek kitaptır.
Konuşmasının muhtevası, mevzu ile alakalı değildir.
- Konuşmasının içeriği, konu ile ilgili değildir.