He studied interior decoration.
 - O, iç dekorasyon eğitimi aldı.
You've done a wonderful job on the interior decoration.
 - İç dekorasyon üzerine harika bir iş yaptın.
My father is a pilot on the domestic line.
 - Babam iç hatlarda çalışan bir pilot.
Would domestic peace be plunged into jeopardy?
 - İç barış tehlikeye girer mi?
There's a button on the inner side of the door.
 - Kapının iç tarafında bir buton var.
I had my wallet stolen from my inner pocket.
 - İç cebimden cüzdanımı çaldırdım.
The ministry administers the internal affairs.
 - Bakanlık iç işlerini yönetir.
That politician is well versed in internal and external conditions.
 - O politikacı iç ve dış koşullarda deneyimlidir.
Do introverts have shorter lives than extroverts?
 - İçe dönük kimselerin dışa dönük kimselerden daha kısa ömürleri mi var?
ben genelde içe dönük bir kişiyim.
I don't think I'm introverted.
 - İçe dönük olduğumu sanmıyorum.
Tom is quite introverted.
 - Tom oldukça içe dönük.
Someone pushed me inside.
 - Biri beni içeri itti.
I opened the box and looked inside.
 - Kutuyu açtım ve içine baktım.
Drinking on an empty stomach is bad for your health.
 - Boş mideyle içki içmek sağlığa zararlıdır.
They took Tom to the hospital to have his stomach pumped because he ate something poisonous.
 - Zehirli bir şey yediği için, onlar Tom'u midesini pompalatmak için hastaneye götürdüler.
Keep the kids indoors.
 - Çocukları içeride tutun.
It was raining hard, so we played indoors.
 - O kadar çok yağmur yağıyordu ki içerde oynadık.
Do introverts not live as long as extroverts?
 - İçe dönükler dışa dönükler kadar yaşamaz mı?
Are you an introvert or an extrovert?
 - Sen bir içe dönük mü yoksa dışa dönük müsün?
If I don't drink a swig of water, I can't swallow these tablets.
 - Eğer bir yudum su içmezsem bu hapları yutamam.
He drank a great swig from the bottle.
 - O, şişeden büyük bir yudum içti.
I will answer within three days.
 - Üç gün içinde cevap vereceğim.
She will be back within a week.
 - O bir hafta içinde geri dönecek.
We have to measure your intraocular pressure. Please open both eyes wide and look fixedly at this object here.
 - Göz merceğiniz içindeki baskıyı ölçmeliyiz. Lütfen iki gözünüzü genişçe açın ve sabit bir şekilde buradaki bu objeye bakın.
He began his meal by drinking half a glass of ale.
 - Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.
Do you have alcohol-free drinks?
 - Alkolsüz içecekleriniz var mı ?
Too much drinking will make you sick.
 - Çok fazla içmek seni hasta edecek.
Drinking much is dangerous.
 - Çok fazla içmek tehlikelidir.
To make up for his unpleasant experiences in the hospital, Tom drank a little more than he should have.
 - Hastanedeki kötü deneyimlerini telafi etmek için, Tom içmesi gerekenden biraz daha fazla içti.
John drank many bottles of wine.
 - John birçok şişe şarap içti.
You need to look inward.
 - İçeriye bakman gerek.
The Japanese are often criticized for being inward looking and insufficiently international in their outlook.
 - Japonya görünüşte içe dönük ve yetersiz uluslararası yapıya sahip olduğundan dolayı sık sık eleştirilmektedir.
Tom doesn't have the guts to do that.
 - Tom'un onu yapmak için cesareti yok.
People often spill their guts to bartenders.
 - İnsanlar genellikle içlerini barmenlerinine dökerler .
There was a danger of civil war.
 - Bir iç savaş tehlikesi vardı.
The civil war in Greece ended.
 - Yunanistan'da iç savaş sona erdi.
Tom held his cup out for Mary to refill it.
 - Tom Mary'nin onu yeniden doldurması için kupasını uzattı.
Tom held out his cup for a refill.
 - Tom yeniden doldurulması için fincanını uzattı.
Virtual memory is a memory management technique developed for multitasking kernels.
 - Sanal bellek çoklu görev çekirdekleri için geliştirilmiş bir bellek yönetim tekniğidir.
I'd like to have a test for breast cancer.
 - Göğüs kanseri için bir test yaptırmak istiyorum.
Smoking can cause breast cancer.
 - Sigara içmek meme kanserine neden olabilir.
Helium is the second simplest atom. It consists of a nucleus containing 2 protons and two neutrons. Around the nucleus orbits 2 electrons.
 - Helium ikinci en basit atomdur. O, iki proton ve iki nötron içeren bir çekirdekten oluşur. Çekirdek etrafında 2 elektron döner.
Konuşmasının muhtevası, mevzu ile alakalı değildir.
 - Konuşmasının içeriği, konu ile ilgili değildir.
Portakallar yüksek vitamin muhtevasına sahiptir.
 - Portakalların yüksek vitamin içeriği vardır.