Açıkçası, Mary'nin benimle öğle yemeği yemesini istemeye güvenim yoktu.
 - Frankly, I didn't have the confidence to ask Mary to have lunch with me.
Açıkçası, onun konuşmaları her zaman sıkıcı.
 - Frankly speaking, his speeches are always dull.
Açıkçası, Mary'nin benimle öğle yemeği yemesini istemeye güvenim yoktu.
 - Frankly, I didn't have the confidence to ask Mary to have lunch with me.
Açıkçası, ben onu sevmiyorum.
 - Frankly, I don't like him.
O, samimi olarak suçunu itiraf etti.
 - She frankly admitted her guilt.
Biz oldukça samimi olarak konuştuk.
 - We talked quite frankly.
Dürüstçe mi konuşuyorsun?
 - Are you speaking frankly?
Dürüstçe konuşmanı istiyorum.
 - I want you to speak frankly.
Biz oldukça samimi olarak konuştuk.
 - We talked quite frankly.
O, samimi olarak suçunu itiraf etti.
 - She frankly admitted her guilt.
Doğrusu, canım, vız gelir tırıs gider.
 - Frankly, my dear, I don't give a damn.