hissettiriyor

listen to the pronunciation of hissettiriyor
Турецкий язык - Английский Язык
fells
third-person singular of fell
hisset
{f} felt

She felt uneasy when the children did not come home. - Çocuklar eve gelmediği zaman huzursuz hissetti.

I felt an uncomfortable tightness in my chest. - Göğsümde tatsız bir daralma hissettim.

hisset
{f} feeling

I was not feeling very hungry. - Çok aç hissetmiyordum.

Tom wasn't feeling particularly talkative. - Tom özellikle konuşkan hissetmiyordu.

hisset
{f} sensing

Sensing danger, he ran away. - Tehlikeyi hissetti, kaçtı.

hisset
{f} feel

Feeling tired after his walk in the country, he took a nap. - Kırsaldaki yürüyüşünden sonra yorgun hissettiği için şekerleme yaptı.

Mary has nobody to talk with, but she doesn't feel lonely. - Mary'nin konuşacak hiç kimsesi yok fakat o kendini yalnız hissetmiyor.

Турецкий язык - Турецкий язык

Определение hissettiriyor в Турецкий язык Турецкий язык словарь

HİSSET
(Osmanlı Dönemi) Cimrilik. Bahillik. Tamahkârlık
HİSSET
(Osmanlı Dönemi) Alçaklık
hisset
Cimrilik, pintilik
hisset
Cimri
hissettiriyor
Избранное