Benim görüşüm seninkine benzer.
 - My opinion is similar to yours.
İçme suyunda klor, kurşun ya da benzer kirletici madde bulunması mümkün.
 - It's possible that the drinking water has chlorine, lead, or similar contaminants in it.
Etnik guruplar arasındaki bazı benzerlikler nedir?
 - What are some similarities among ethnic groups?
Malezya dilinin Endonezya diliyle pek çok benzerlikleri vardır.
 - Malay has many similarities with Indonesian.
Bütün ömrümce buna müşabih şey görmedim.
 - I haven't seen something similar my whole life.
Hepiniz aynı şekilde davranıyorsunuz.
 - You all display similar behavior.
Aynı yaklaşımı biz de sürdürüyoruz.
 - We too have a similar approach.
Benzer bir durumda, aynı şeyi yaparım.
 - In a similar situation, I'd do the same.