Ses rahatsız edici ama insan vücudu için zararsızdı.
 - The sound was annoying but harmless to the human body.
Sosyal ağlarda zararsız bir kişi gibi görünen bir katil olabilir.
 - There may be a killer who looks harmless in any social network.
Maddelerin bazıları, özellikle eğer hamile iseniz, zararlıdır.
 - Some of the ingredients are harmful, especially if you are pregnant.
Kaza onun şöhretine zarar verdi.
 - That incident harmed his reputation.
Çevreye daha az zarar vermek istiyoruz.
 - We want to harm the environment less.
Tom'un niyeti zarar vermek değildi.
 - Tom didn't mean any harm.
Seni asla incitmek istemedim.
 - I never wanted to harm you.
Tom'u incitmek isteyecek birinin farkında mısın?
 - Are you aware of anyone who would want to harm Tom?
Sigara içmek çok zarar verir ama hiç fayda vermez.
 - Smoking does much harm but no good.
Güneş ışığında okumak gözlerine zarar verebilir.
 - It can harm your eyes to read in the sun's light.
O iyilikten çok kötülük yapar.
 - It does more harm than good.
O iyilikten daha çok kötülük yaptı.
 - It did more harm than good.