Tom tamamen zararsız.
- Tom is completely harmless.
Bu adadaki pek çok yılan zararsızdır.
- Most snakes on this island are harmless.
O bir sineğe bile zarar veremez.
- She can't even harm a fly.
Kaza onun şöhretine zarar verdi.
- That incident harmed his reputation.
Sana zarar vermek için bir şey yapmayacağıma sana söz veriyorum.
- I promise you I won't do anything to harm you.
Çevreye daha az zarar vermek istiyoruz.
- We want to harm the environment less.
Seni asla incitmek istemedim.
- I never wanted to harm you.
Tom'u incitmek isteyecek birinin farkında mısın?
- Are you aware of anyone who would want to harm Tom?
Sigara içmek çok zarar verir ama hiç fayda vermez.
- Smoking does much harm but no good.
O bir sineğe bile zarar veremez.
- She can't even harm a fly.
O iyilikten daha çok kötülük yaptı.
- It did more harm than good.
Kimse sana kötülük etmeyecek.
- No one's going to harm you.