Pasif içiciliğin çok zararlı olduğu Johnson'ın araştırmasında açıkça gösterilmektedir.
- It is clearly shown in Johnson's investigation that passive smoking is very harmful.
Bu ilacın zararlı hiçbir yan etkileri yoktur.
- This medicine has no harmful side-effects.
Bunlar muzır görüntülerdir.
- These are harmful views.
Güneş ışığında okumak gözlerine zarar verebilir.
- It can harm your eyes to read in the sun's light.
O bir sineğe bile zarar veremez.
- She can't even harm a fly.
Asla sana herhangi bir zarar vermek istemedim.
- I never meant you any harm.
Sana zarar vermek için bir şey yapmayacağıma sana söz veriyorum.
- I promise you I won't do anything to harm you.
Tom'u incitmek isteyecek birinin farkında mısın?
- Are you aware of anyone who would want to harm Tom?
Seni asla incitmek istemedim.
- I never wanted to harm you.
Kaza onun şöhretine zarar verdi.
- That incident harmed his reputation.
Televizyonun çocuklara zarar verdiğini düşünüyor musunuz?
- Do you think television does children harm?
O iyilikten daha çok kötülük yaptı.
- It did more harm than good.
Hiç kimse sana kötülük etmeyecek.
- No one will harm you.
Wear a hat to protect your skin from harmful sunlight.
Once his word was pledged, he was safe: otherwise there was no limit to his capacity for wilful harmfulness.
... In some cases, saying don't do that, it's bad, it's harmful, ...
... consequences that are harmful to the economy. One is it designates a number of banks as ...