This catterpillar will turn into a beautiful butterfly.
- Bu tırtıl harika bir kelebeğe dönüşecek.
The beautiful color of the sky soon faded away.
- Gökyüzünün harika rengi az sonra yok oldu.
How wonderful were the good old days.
- Eski güzel günler ne kadar harikaydı.
When I was 10 years old, I thought that when I would be 16, my life would be cool.
- On yaşındayken, ne zaman on altı yaşımda olacağımı, hayatımın harika olacağını düşünürdüm.
When I was 10 years old, I thought that when I would be 16, my life would be cool.
- On yaşındayken, ne zaman on altı yaşımda olacağımı, hayatımın harika olacağını düşünürdüm.
I thought it looked cool.
- Onun harika göründüğünü düşündüm.
I finally came up with a great idea.
- Sonunda harika bir çözüm buldum.
I've got some great ideas but I need money.
- Birkaç harika fikrim var ama paraya ihtiyâcım var.
The dress is absolutely gorgeous.
- Elbise kesinlikle harika.
You look absolutely gorgeous.
- Kesinlikle harika görünüyorsun.
I think that's absolutely fabulous.
- Onun kesinlikle harika olduğunu düşünüyorum.
We spent a fabulous day in the woods.
- Ormanda harika bir gün geçirdik.
You did an incredible job.
- Harika bir iş yaptın.
You've done a superb job.
- Harika bir iş yaptın.
Tom did a splendid job.
- Tom harika bir iş yaptı.
I love living in this marvellous town.
- Bu kadar harika bir kentte yaşamayı seviyorum.
I had a marvelous time.
- Harika bir zaman geçirdim.
Tom is a child prodigy.
- Tom harika bir çocuk.
Have you seen such a wonderful movie before?
- Daha önce böyle harika bir film izlediniz mi?
Thank you for the wonderful gift.
- Harika hediye için teşekkürler.
The pyramids of Egypt are one of the seven wonders of the world.
- Mısır piramitleri dünyanın yedi harikasından biridir.
Thank you for the wonderful gift.
- Harika hediye için teşekkürler.
For children, this world is full of wonders and miracles.
- Çocuklar için, bu dünya harikalar ve mucizelerle doludur.
I really do feel phenomenal now.
- Şu an gerçekten harika hissediyorum.
I had a marvelous time.
- Harika bir zaman geçirdim.
She has a marvelous sense of humor.
- Onun harika bir mizah anlayaşı vardır.
I don't know what it was, but it was marvellous!
- Onun ne olduğunu bilmiyordum ama harikaydı!
It's marvellous to listen to a learned person.
- Bilgili bir kişiyi dinlemek harika.
I know you'll do a fantastic job.
- Harika bir iş yapacağını biliyorum.
Tom is a fantastic singer.
- Tom harika bir şarkıcı.