harcanmış

listen to the pronunciation of harcanmış
Турецкий язык - Английский Язык
dissipated
spent

A considerable amount of time and effort have been spent already. - Önemli miktarda zaman ve emek harcanmış durumda.

That was money well spent. - O yerinde harcanmış paraydı.

used up
expended
harca
{f} spending

Tom seems to prefer spending most of his time alone. - Tom zamanının çoğunu yalnız harcamayı tercih ediyor gibi görünüyor.

My roommate is prodigal when it comes to spending money on movies; he buys them the day they're released, regardless of price. - Oda arkadaşım, filmlere para harcama söz konusu olduğunda, müsriftir; o fiyatı ne olursa olsun, onları piyasaya çıktığı gün alıyor.

harca
spend

Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it. - Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.

Spend money and enjoy life! - Para harca ve hayattan zevk al!

harca
{f} spent

McKinley spent three-and-a-half-million dollars. - McKinley, üç buçuk milyon dolar harcadı.

Many years have been spent in building the tower. - Kulenin inşa edilmesinde yıllar harcandı.

harca
pay out
harca
expend

The expenditure totaled 200,000 yen. - Harcama 200.000 yen'i buldu.

Expenditures must be reduced. - Harcamalar düşürülmelidir.

harca
payout
iyi harcanmış
well spent
tamamen harcanmış
consumed
harcanmış
Избранное