Tom seems to prefer spending most of his time alone.
- Tom zamanının çoğunu yalnız harcamayı tercih ediyor gibi görünüyor.
We reduced our spending during the recession.
- Biz durgunluk döneminde harcamayı azalttık.
Spend money and enjoy life!
- Para harca ve hayattan zevk al!
She earns more than she spends.
- O harcadığından daha fazla para kazanıyor.
He spent all the money that his friend had lent him.
- Arkadaşının ona ödünç verdiği tüm parayı harcadı.
McKinley spent three-and-a-half-million dollars.
- McKinley, üç buçuk milyon dolar harcadı.
They will need to reduce their expenditures.
- Onların harcamalarını azaltmaları gerekecek.
We explored all possible ways of cutting expenditures.
- Biz harcamaları kesme hakkında tüm olası yollarını araştırdık.