You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth.
- Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.
Tom seems to prefer spending most of his time alone.
- Tom zamanının çoğunu yalnız harcamayı tercih ediyor gibi görünüyor.
Spend money and enjoy life!
- Para harca ve hayattan zevk al!
She earns more than she spends.
- O harcadığından daha fazla para kazanıyor.
He spent all the money that his friend had lent him.
- Arkadaşının ona ödünç verdiği tüm parayı harcadı.
Many years have been spent in building the tower.
- Kulenin inşa edilmesinde yıllar harcandı.
The energy expended in a fight should be saved.
- Bir kavgada harcanan enerji tasarruf edilmelidir.
Expenditures must be reduced.
- Harcamalar düşürülmelidir.