Senin evinin ve benimkinin arasında orta noktada buluşalım.
- Let's meet halfway between your house and mine.
Yaklaşık bir saat önce Tom aradı.
- Tom called about half an hour ago.
Saat altı buçukta döneceğim.
- I'll return at half past six.
Bir buçuk asırlık bir karmaşadan sonra kraliyet otoritesi yeniden kuruldu.
- Only after a century and a half of confusion was the royal authority restored.
Lütfen yarım saat bekle.
- Please wait half an hour.
Sözlük, yaklaşık yarım milyon kelime içeriyor.
- The dictionary contains about half a million words.
Yarım düzine yumurta aldım.
- I bought half a dozen eggs.
Sözlük, yaklaşık yarım milyon kelime içeriyor.
- The dictionary contains about half a million words.
Tom'un dans etmeye başlayacağını yarı yarıya umuyordum.
- I half expected Tom to start dancing.
Emekli olduktan sonra geliri yarı yarıya azaldı.
- His income was diminished by half after retirement.
Tom sadece kısmen şaka yapıyordu.
- Tom was only half joking.
Bu araba, motor silindirlerinin yarısını devre dışı bırakabilir.
- This car can deactivate half of its engine's cylinders.
I went to the bar where I bought a pint and two large brandies. ... Not brandy, she replied, but I could use a long drink - maybe a half of lager..